Piyanist GY " Beethoven Sonat op 10 no 1 Do Minör Bölüm Adagio Molto" Sonatını Klasik Batı Müziği Eseri Etüdünü Kuyruklu Piyano ile çaldı.
Saray Koleksiyonları Müzesi Piyano Konseri; Dolmabahçe Sarayı Beşiktaş İstanbul (TBMM Milli Saraylar ) L.W.Beethoven – Sonat op.10 no.1 Do minör
- Allegro molto e con brio akıl
- Adagio molto
- Prestissimo
Son yeni Piyano Piyanist Konser Beste Sene Sonu Anahtar
Sonat (Latince ve İtalyanca'da sonare, "ses çıkarmak") müzikte, tam olarak ve kantatın (Latince ve İtalyanca'da cantare, "şarkı söylemek") tersine, söylenen değil çalınan bir parçadır. Müzik tarihi boyunca evrilmesi sonucu belirsizleşen terim, klasik çağ öncesi çeşitli biçimleri belirtir. Bir ya da iki çalgı için bestelenen, allegro, adeco, andante gibi türlü karakterlerde üç ya da dört bölümden oluşan, müzik eseridir. Sonatlar genellikle dört muvmanlı olan piyano, keman, viyolonsel gibi solo çalıgılarla, piyano eşliğinde yaylı ya da üflemeli çalgılardan birine yazılan kompozisyonlardır.
Sonat, 16. yüzyılda insan sesi için bestelenen kantatlara ve klavye için bestelenen toccoia'ya karşıt olarak çalgılarla seslendirilen müzik parçaları için kullanılan bir terimdi. Ancak, çok geçmeden sonat terimi, çalgı müziğinin tek bir biçimini belirtir duruma geldi. 16. yüzyılın sonlarına doğru çalgılara daha büyük bir ilgi gösterilmeye başlandı. Bundan böyle çalgı, çok sesli bir müzik ürününde bir ya da birden çok vokal bölümünün yerini almaya başladı.Bir Canzone’de de tümüyle insan sesinin yerini alması bundan sonra Canzone de söner biçiminde adlandırılmasına yol açtı. Daha sonra bunların yerini Gabrielli’nin beş ya da sekiz çalgı için bestelediği sonatlar aldı. Aynı biçimde lavtacılar da moda olan dans parçalarını bir sıra izleyerek çalgılara uyarladılar. Buna göre parça, prelüdle başlıyor, bunu allamande, courante, sarabande, gigeu izliyordu. Vikipedi, özgür ansiklopedi
17. yüzyılın sonlarına kadar sonat, dans süitlerini ya da her bestecinin sonatın düzenlenebileceği biçimsel bir plan arayışı içinde olduğu, başka bir çalgı parçasını anımsatabilecek nitelikteydi. Monotematik sonatın doğuşuysa 18. yüzyılın başlarına rastlar. Bu biçimde, tema ana tonda sunulur, ilk evrede eksen değiştirerek genellikle dominant ya da bağdaş majörtona kadar geliştirilir. İkinci devrede, yeni bir tona erişene kadar geliştirildikten sonra ana tonda tamamlanır. PİYANO, Klasik Batı Müziği, Klasik Müzik, Classical Music