Geçti bir yıl, yine bir màh-ı Muharrem geldi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Göze nem, gönle elem, her- yana màtem geldi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Kerbelâ; kerb ü belâ, kahr u anà meydànı
O'na kim kıydı Zebùn- etti kim ol sultànı
Götürür hufre-i ısyàna, şu hàl insànı
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Lûtf-edüp verme haber; Fatımet'üz'zehrà'ya
Melekûtun, boğar- àfàkını vàveylàya
Getirir belki tezelzül; mele-i a'lâ' ya
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Ne içün kast-i ciğergâh-ı Betùl- eylediler
Rùh-i Peygamber-i Ziyşan'ı melûl- eylediler
Burc-i îmànı yıkup, küfrü kabûl- eylediler
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Anı, derler ki; o gün, Şimr-i lâiyn-etti şehîd
Dedi sükkân-ı semàvàt, çeküp àh-ı mediyd
"lean'allâhü yeziyden ve alâ âli yeziyd"
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Evliyà devletinin şàh-ı cihanbànı idi
Murtazà Hazretinin vàris-i irfànı idi
Mustafà ümmetinin kıble-i îmànı idi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Ehl-i-beyt- uğradı, düşmence; sitem taşlarına ,
Anların, çeşm-i felek, bakmadı gözyaşlarına ,
Yağdı birdenbire, bàran-ı belà, başlarına ,
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede ?
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede ?.
Cennet'in gülleri, hasretle yolunsun gayrı
Àlemin mihr-i cihan-tàbı bulunsun gayrı
Màtem àdàbına, tam gayret olunsun gayrı
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Olamaz gerçi bir- iş; hükm-i kaderden ileri
Nice imhàya şitàb- eylediler öyle eri
Yok mu zûlm- ordusunun rùz-i cezàdan haberi
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede
Dîde-i rahmete manzûr,- ulu bir tùr - idi o
Haseben ve neseben; silsile-i nûr- idi o
Ey "Kemâl!" en yüce ahlâk- ile meftûr- idi o
Söyle ey bàd-ı saba ! Söyle ; Hüseyin' im nerede
Kurret'ül'ayn-ı Resùl'üs'sekaleyn' im nerede?