DİDEM ÜRER: Diyarbakır’ın Lice ilçesine Merkez Jandarma karakoluna ek inşaat yapıldığını öğrenen iki yüz kişilik bir grup, karakol yapılanmasına karşı çıktıkları için, molotof kokteyl ve patlayıcılarla karakol şantiyesine ve işçilere saldırdı. Çadırları yaktı. Polisler gaz bombasıyla müdahale edip, havaya ateş açtılar. Son gelen bilgilere göre olaylarda bir kişinin öldüğü, ikisi ağır dokuz kişinin yaralandığı söylendi.
ADNAN OKTAR: Karakoldan niye rahatsız oluyorlar? Ben mesela bir beldeye gitsem, orada karakol olmuş olsa, güvenlik unsuru. Yani mesela sağlıkla ilgili bir şey olabilir, karakolun reviri var. Hatta oranın doktoru da olabiliyor. Farz edelim bir ilaca ihtiyacı olsa, gidip oradan alabilirsin. Tehlikeli bir durum olur, birisi, kurt, köpek saldırır, karakoldan yardım istersin. İti kopuğu olur, anarşist, terörist olur, karakol gelir. İn cin top oynuyor bir ortam düşün, güveneceğin kimse yok. Orada mesela genç kızlar var, delikanlılar var, tecavüz olayları oluyor. Adam kime şikayet edecek? Kime söylesin? Her çeşit olay olabilir. Ne güzel dağ başında bir karakol olması. Bundan rahatsız olacak ne var, ben anlamıyorum. PKK’nın işi. PKK, Ali kıran, baş kesen derler ya, böyle oralarda istediği gibi gezecek. Kendi karakol olmak istiyor PKK. Devlet karakolu istemiyor. Olmaz öyle şey. Olur mu? Biz PKK’ya mı soracağız karakol yapmak için? Cayır cayır yapsınlar karakolları. Karakolların marketi de olsun, reviri olsun. Her karakolda bir doktor bulunsun. Halka da açık olsun karakol. Halk içine gelsin, otursunlar, konuşsunlar. Halkla iç içe. Askerlerimiz aslan gibi Anadolu’dan gelmiş koç yiğitler, canlar. Ne güzel. Mesela düşün Kayseri’den gelmiş, Mardin’de dağın tepesinde bir insan, iftihar et, ne güzel. Sohbet et. Ailesi onu ziyarete geliyor mesela oraya, oralar hareketlenir, canlanır cıvıl cıvıl. Karakolun varlığından rahatsız olmak mantıklı değil.
“2009’da Lice’de Ceylan Önkol karakoldan atılan havan topuyla param parça edildi. ‘Neden karakol istemiyorum?’ diyenlere anlatın.” 2009 diyorsun, İddia edilen Ergenekon terör örgütünün en kudurduğu, en azdığı dönemler. Daha yeni ortalık yatışıyor. Bu çete daha yeni hizaya, hizaya da değil bak daha hala çırpınıyorlar, daha hala debeleniyorlar.
“Peki her Kürt yürüyüşünde birileri ölmek zorunda. Nereye kadar ölsün bu insanlar?” Niye ölsün Kürt. Kürt benim kardeşim. Benim öz kardeşimi öldürmüş olurlar. Eğer rahatsız olursan, ben rahatsız olurum. Bana ait insanlar, benim kardeşlerim. Ama her kargaşada bir olay çıkıyor. Onun için büyük yürüyüşler, büyük olaylar aslında kabul edilmemeli. Yani bu demokratik bir olay gibi görünmüyor bu. Yani bir şey anlatılmak isteniyorsa, mesela yüz kişiyle yapılsın, iki yüz kişiyle. Ama on binlerce kişinin katıldığı olaylarda mutlaka ya kırılma, ya yıkılma, ya yangın, ya adam ölme, bir şey oluyor yani kalabalıkta. Çok kalabalık kontrol edilemiyor kalabalık. Bir kalabalık ruhu, bütün dünyada bu kabul edildi. Yani yüz bin kişi, iki yüz bin kişi toplanıyor. Kardeşim iki yüz bin kişiyi sen motive edersen, onları coşturursan, olumsuz yönde yönlendirirsen, suç işleme eğilimi çok artabilir. Her çeşit insan olur kalabalığın içinde. Ve kontrol de edilemediği için, birçok suç işlenebiliyor ve karşı taraf da bu sefer, mesela polis de kendini korurken can havliyle, tam kontrol edemeyeceği olaylar oluyor. Polis de mükemmel insan değil, tabii onun içinde de hatalı insanlar çıkabiliyor. Onun için büyük gösterilerin dünya çapında aslında yasaklanması lazım. Yani buna gerek yok ki. Anlatsın kardeşim. İnternetten anlatsın, Facebook’tan anlatsın. Yani büyük gösteri olup, kırıp yıkıp adam öldürdükten sonra ne anlatılmış oluyor? Bunun ne faydası var? Niye adam öldürerek adam yaralayarak, cam çerçeve indirerek, ev yakarak gösteri yapılması gerekiyor? Hiçbir gösteri hatırlıyor musunuz siz kundaklama olmadan, yangın olmadan, yaralanma da olmadan bitsin? Mutlaka bir olay çıkıyor. Bence dünyanın her tarafında bunun yasaklanması, kaldırılması gerekir. Yapıyorsa yapsın. Gitsin mesela Başbakan’la görüşmek için on kişilik bir heyet oluştursun, gitsin görüşsün. Meclise on kişilik heyetle gitsin görüşsün. Meclisin içine girsinler. Ama meclise sen beş bin kişiyle kapısına dayanırsan meclisin bu çok ağır suç olur kardeşim. Yani çok çok ağır suç olur. Büyük fitne olur yani. Ama beş kişiyle git, on kişiyle git. Temsilcin olsun, sendikalar var, kurum. Dernek kur, dernek adına temsilcilerin gitsin görüşsün. Eğer görüşemiyorsan, o zaman bana gel sen, söyle.