ADNAN OKTAR: Orada iddia edilen, “yeşilliğin bozulması, ağaçların gitmesi” iddiası. Bunu kökten çözen nedir? Oranın, o mevcut ağaçlandırmanın on misli ağaçlandırılmasıdır. Mevcut ağaçlar da sembolik olarak geri getirttirirsin, oraya ekersin. Geniş havuz yaparsın. Bahçeler yaparsın. Konu kökünden hallolmuş olur, dünya çapında hallolmuş olur. Öbür türlü bu hep bir gerilim konusu olarak kalacaktır. Referandum sonucu mesela Taksim’de bile, referandum sonucu “Topçu Kışlası yapılsın” dese, yine eylemciler bunu istemeyecektir. “Azınlığın istekleri de önemlidir” diyeceklerdir. Halbuki burada konuyu asıl çözecek şey, oranın ağaçlandırılması, herkes bundan memnun olur. Ağaçlandırıldı mı, geniş alan açıldı mı, havuz yapıldı mı. Bakın bu olayı kökten bitiriyor. Ağaçlandırdın mı, çünkü iddia ne? Ağaçların gitmesi. Sen ne yapıyorsun? On misli ağaç getiriyorsun. Kökünden çözüyor mu? Çözüyor. Oraya geniş bahçe yaptıktan sonra istediğin gibi sen bina da yap, ne yapıyorsan yap. Yeter ki ağaçlar gitmesin. Binanın da şık, estetik, güzel bir şey olması lazım. Beton yığını şeklinde olmaması lazım. Çok hoş, çok estetik görünümlü bir bina yapılırsa, bu olur.
Ağaçların konumunu önce bir netliğe kavuşturmak lazım. Ne dediler? “Ağaçlar gitti.” Yerine daha büyük ağaçlar getirilsin. Araziyi daha açarsın, daha yeşillendirirsin. Önce dünya çapında ve Türkiye çapında konu bir kere bitmiş oluyor onunla. “Bu mevcut ağaçlara hiçbir şekilde dokundurtmayacağım" desin. Büyük bir bahçe oluştuktan sonra, büyük bir yeşillik oluştuktan sonra. Asıl ana iddia bu. Bu hallolduktan sonra binayla kimsenin alıp veremediği yok ki. Her yer bina, her yerde bina var. “Orada bir yeşillik alan istiyoruz biz” diyorlar, özetle bu.
DİDEM ÜRER: Hocam, Başbakanın bugünkü açıklaması; “mevcut ağaçların yüzde 80’i, bu ağaçlar şehir müzesinin içinde kalacak” diyor. “Diğer kısmı sökülüp, şehir müzesinin çevresine dikilecek” diyor. Ama bu kadarla sınırlı olarak. Bugünkü açıklaması buydu.
ADNAN OKTAR: Ama işte o yüzde 20 onları rahatsız eder. Halbuki ona gerek yok. Tamamı, o Topçu Kışlası’nın içinde kalsın. Yüzde 20, zaten sorun orada. Bir kısmı gidecek diye rahatsız oluyor. Yüzde 20 büyük bir bloktur. yüzde 20 denir de, yüzde 40, yüzde 50’ye kadar gidebilir o. Yani öyle olmaz o, pratik uygulamada başka türlü olabilir. Çünkü kenarından alacak, köşesinden alacak. Binanın ortasında kalacak. Topçu Kışlası’nın milimi milimine uygun olması şart değil ki. Topçu Kışlası değiştirilebilir. Topçu Kışlası’nın mili milimine uygun olması şart değil ki. Topçu Kışlası değiştirilebilir. Ya büyültülebilir ya küçültülebilir. Ama asıl olarak oraya dev bir bahçenin oturtulması, önden. Dev bir bahçeyi oturtup, Topçu Kışlası’nı orada ya küçülterek, ya öne alarak yapmak mümkün. Mühim olan ağaçları ellememek. Bahçe elde edilecek birşey.
GÜLGÜN GÖKTAN: Ağaçların geri getirilmesinde sizin söylediğiniz birşey. Hiç kimsenin aklına gelmedi daha önce. Çok önemli konu.
ADNAN OKTAR: Tabii, giden ağaçları da alır, “geri getirdik” dersin. “Üstüne de on misli ağaç koyuyorum” dersin. Topçu Kışlası’nın çevresini de geniş çaplı ağaçlandırırsın, konu biter. Kimsenin söyleyecek bir sözü kalmaz.