ADNAN OKTAR: “Lâ tezâlü tâifetün min ümmetî zâhirine ale’l-hakkı hattâ ye’tiyallahü bi emrihî.” Allah Allah şu hadisteki haşmete bak. Zaten hadisin güzelliğinden, akışından Resulullah (s.a.v.)’in sözü olduğu anlaşılıyor. Mesela bakıyoruz, hiç Peygamberimiz (s.a.v)’in kullanacağı bir üslup değil. Ne manası uygun, ne edebi yönü uygun. Anlıyoruz ki, sahte hadis. Yani bu hadisin doğru olduğu anlaşılıyor. “Ramazan-ı şerifte onuncu günün ikinci saatinde birden bu hadîs-i şerif hatırıma geldi” diyor. MaşaAllah, ilhamla. “Ramazan-ı şerifte onuncu günün ikinci saatinde..” Allah Allah. Öğle ikide demek ki. “Lâ tezâlü tâifetün min ümmetî.” “Ümmetimden bir taife zail olmayıp devam edecektir.” Yani Hz. Mehdi (a.s) ve talebeleri. “Şedde sayılır, tenvin sayılmaz fırkasınca makamı cifrisi 1542” 2117 ederek, biz 2013’teyiz, “nihayet devamına ima eder. Gaybı yalnız Allah bilir.” “zâhirine ale’l-hak.” “hak üzerinde devam edecektir.” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi binbeşyüz altı (1506- M. 2082) edip, bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane, belki galibane; sonra tâ kırk ikiye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine devam edeceğine remze yakın îma eder. Ve’l-ilmû indAllah;” Bakın ben söyleyeyim, Risale-i Nur’u olmayan, evinde suyu olamayan gibidir. Risale-i Nur Külliyatı herkeste bulunsun. Şu üslubun güzelliğine bakın. Hadis ayrı güzel, Bediüzzaman’ın anlatımı ayrı bir güzel. Şurada muazzam bir akış ve anlatım var, şahane. İşte 2082’ye kadar Mehdiyet. 2013’teyiz, 2082. Ondan sonra bozulma başlıyor, 1506’dan sonra. 2082’den sonra 2083, bozulma başladı, 2084. O devirde Hz. Mehdi (a.s) olmayacak. Hz. İsa Mesih (a.s) da yok. Hayat ne kadar kısa. Çok yakın bir vakit 2082 nedir ki?