ADNAN OKTAR: Komünizmde tetikleme metodu vardır. Mesela on kişi komünistse, otuz kişilik topluluk içine girdiklerinde, diğer topluluk; “biz de komünistiz” diyorlar bu sefer, korkudan. O otuz kişi bu sefer başka altmış kişilik grubun içine giriyor, “biz komünistiz” diyorlar. Halbuki korkuyla komünist olmuş. O atmış kişilik grup da bu sefer onların arasına girince, “biz de komünistiz” diyorlar. O atmış kişi mesela altı yüz kişinin içine giriyor, “biz de komünistiz” diyorlar. Zincirleme korkuya dayalıdır komünizm. Çünkü aksini söylediğinde başı belaya girecektir diye düşünür adam. “Ne olacak? Komünist olduğumu söyleyeyim, kurtulayım” der. Bu çok büyük bir tehlikedir. Zincirleme komünizm yayılıyor Güneydoğu’da. Mesela namaz kılmıyor adam, korkuyor, PKK’dan çekindiği için. Oruç tutmuyor, Allah’tan bahsetmiyor, camiye gitmiyor, PKK’dan çekindiği için. Ve komünist olduğunu söylüyor ve komünizme inanmak istiyor. İnanmak isteyince de hakikaten inanıyor bu sefer. Yani korkuyla olan o komünist kafa bu sefer gerçekten onu komünist olmaya sürüklüyor. Hakikaten komünist oluyor ondan sonra. Önce korkarak başlıyor, sonra gerçekten öyle oluyor. Mesela İtalya’da da, faşizmde de öyledir. Faşistler mahalleye geliyorlar İtalya’da, kara gömlekliler, “biz faşistiz, siz nesiniz?” diyorlar. “Biz çoktan faşistiz, asıl faşist biziz” diyorlar. Adamlar hiçbir şekilde kabul etmediği halde bir anda “faşistiz” diyor. O zaten kendini inandırıyor faşist olmaya. “Ben niye olmayayım ki faşist” diyor veyahut “niye komünist olmayayım ki” diyor. “Ne çıkarımla çatışacak ki?” diyor. Hakikaten de komünist oluyor. Ankara’da öyleydi o zaman liseler, üniversiteler. Mesela geliyor okula, komünistlerin kontrolünde okul, “sen hangi görüşe sahipsin?” diyor, “tabii ki sol görüşe sahibim, yani komünistim” diyor. “Biz de zaten öyle olduğunu düşünüyorduk. Zaten başka insancıl bir düşünce olamaz ki, tabii ki hepimiz komünistiz” diyor. Adam diyor ki; “Şimdi ben burada beş sene okuyacağım. Hep komünist olarak kalacağıma göre komünist olayım bari” diyor. Allah ayette belirtmiş; “İnsan zayıf yaratıldı” diyor. Zayıftır insanlar. Telkinle komünist olur. Onun için kültürel, ilmi, bilimsel çalışmanın dışında komünizmle mücadele olmaz. PKK ile mücadele olmaz. Mesela Yaratılış Atlası’nı kardeşlerimiz götürüyorlar, camilere koyuyorlar. Camiye ondan sonra komünist PKK’lının girdiğini düşün. Camiye gitti, açtı kapağını, baktı, 3-4 sayfasına baktı; nasıl komünist olsun? Artık inanamaz ki, istese de inanamaz. Gözüyle görmüş çünkü. Kendi mücadele etse de gücü yetmez. Beyni kabul etmez, beyin isyan eder. Onun için önce beynini ele geçirmek lazım. Allah onun için ayette diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Hakkı batılın üzerine atarız, onun beynini darmadağın eder” diyor. Onun için insanların önce beynini ele geçirmek lazım. Beynini ele geçirmek nasıl olur? Yaratılış Atlası’nı koydun, 3-5 sayfasına baktı adam, fotoğrafları gördü. Baktı, değişmemiş. Şimdi istediği kadar debelensin, çırpınsın, beynin öyle bir özelliği vardır ki, hafızasına aldığı bir şeyi bir daha bırakmaz. Adam “unutmak istiyorum” diyor, beyin de “hadi oradan” der. Adam diyor ki; “Ben inanmak istemiyorum.” Beyin diyor ki; “Bırak şimdi bunları. Sana hakim olan benim; gördün, doğru olduğunu da biliyorsun, boş yere debelenme.” Beynine mağlup olur insan, komünist olma düşüncesinde. İslam düşüncesinde de beynine taraftar olur, beyniyle dost olur. Bizim kitaplarımızı okuyan da eğer yanlış yoldaysa beyniyle dost oluyor, beynine teslim olur, inşaAllah.