DİDEM ÜRER: Fransa’da öldürülen üç kadın PKK’lının cenazeleri Çarşamba günü Türkiye’ye getirilecekmiş. Diyarbakır’da üç kadın için ortak bir cenaze töreni yapılacak. Birçok köşe yazarı bu cenazelerin Habur benzeri PKK’nın propaganda ve gösteri yapma vesilesi olabileceğini ve hükümetin dikkatli olması gerektiğini belirtiyorlar. Doğan grubu yazarları da, böyle olsa bile bu konuya hükümetin anlayışlı yaklaşması gerektiğini hatırlatıyorlar. Milliyet’ten Aslı Aydıntaşbaş da; bu cenaze törenlerinde yüz binlerce kişinin Öcalan posterleriyle yürüyüş yapması durumunda hükümetin ne yapacağını sormuş.
ADNAN OKTAR: Hükümeti böyle -haşa- çocuk gibi görmek çok ayıp bence. Diyorlar; “Çok kalabalık olabilir, hükümetin haberi olsun.” Bunu yedi yaşında çocuk bile bilir. Hükümete akıl vermeye ne gerek var? Devletin polisi var, Milli İstihbarat Teşkilatı var, polis istihbaratı var, jandarması var, askeri var. Hükümetin danışmanları var. Bizzat kendi tespitleri var, görüşleri var. Yani şimdi, gazeteciler deyince mi diyecekler; “Hakikaten o gün kalabalık olur, olay da çıkabilir. Abdullah Öcalan posterleri taşınabilir. İyi ki söyledi bu gazeteciler. Aklımıza geldi iyi oldu.” Bunu mu diyecekler? Zaten hepsini bilir hükümet, bilmeyecek bir şey yok ki. Kolay bunu anlamak, kavramak. Böyle şeyler bence biraz ayıp. Yani boş. Kahve sohbeti gibi yapıyorlarsa, o ayrı mesele. Maksat muhabbet olsun tarzındaysa, tamam. Bu tarz akıl vermek bence biraz gereksiz. Akıl vereceklerse, gerçekten gerekli bilgileri havi açıklamalar yapsınlar. Bunlar boş açıklamalar. Güneydoğu’da yapılacak şey, kardeşliğin pekiştirilmesi. Ama sen dersen ki adama; “Biz kardeşiz, etle tırnak gibiyiz, bin seneden beri beraberiz;” adam seni dinlemez. Direkt demagoji olarak görür, onu dinlemez. Yapacağın, diyeceksin ki; “Darwinizm, materyalizm yanlış. Kainatı Allah yarattı. Biz Allah’ın kullarıyız. Kuran’a tabiyiz. Kuran’da ittifak ediyoruz. Siz de, biz de Kuran’a bağlı ümmetiz, Müslümanlarız. Müslümanlar kardeştir. Allah, "ayrılıp, dağılmayın" diyor ayette. "Kurşunla kaynatılmış binalar gibi bir ve beraber olun" diyor.” Bunu anlatmak lazım. Darwinist, materyalist eğitim devam ettikçe memleketin üzerindeki uğursuzluk, bereketsizlik gitmez. Darwinizm, materyalizm kalkmadan. Çünkü Darwinizm, materyalizm de ne diyorsun sen? “Allah yok” diyorsun, haşa. “Kainat tesadüfen yaratıldı” diyorsun ve bunu milyonlarca öğrenciye anlatıyorsun. Milyonlarca kitap bastırıp, dağıtıyorsun. Bunu devlet eliyle yapıyorsun. Mili Eğitim Bakanlığı eliyle yapıyorsun ve Müslümanlardan aldığın parayla bunu yapıyorsun, imanlı Müslümanlardan. Yani Müslümanlar çalışıyor, para veriyor, trilyonlarca liraya mal oluyor bu ve öğrenciler bu yanlış bilgilerle eğitiliyorlar. Darwinizmin, materyalizmin, Lamark’ın teorileriyle ilgili izahların geçersizliğini bilimsel olarak, detaylı olarak anlatıyoruz; deliller veriyoruz. Ki Marksist ekibin fosil sergilerine saldırmalarının kökeni o. Çünkü Darwinizm gidince PKK da gider. PKK’ya en etkili darbe olduğu için şiddetle karşı koyuyorlar. Fosil sergilerine, evrimin geçersizliğini anlatan kitaplarımıza şiddetle karşı koyuyorlar. Ama tabii karşı koymasalar iyi olmazdı. Çünkü az kitap dağıtırdık, az konferans yapardık, Allahualem az olurdu. Çünkü “yaptık, derdimizi anlattık” derdik. Hatta ilk broşürü bile yeterli görebilirdik. Çünkü “anlattık anlatacağımız kadar, bu kadar” derdik. Böyle binlerce, on binlerce Yaratılış Atlası dünyaya yayılmazdı. Böyle fosil sergileri de olmazdı. Sadece resimlerini yayınlardık. İlimle, irfanla, sevgiyle, muhabbetle anlatmaya devam ediyoruz ve edeceğiz ve ettik ve ediyoruz, inşaAllah.