İnce bir vedanın sabahı
Ceketini unutmuştu kadın arabada, akşamki öldüren vedalaşmada
Yürüyordu kadın,güneş ışıklarını gösterirken şehrin yosma kaldırımlarına
Yürüyordu kadın şiirlerden masum
adam,ayrılık,ilişki,kadın,şiirlerBiraz kırgın biraz yorgun
Arabada bekliyordu adam göz ucunda Marmara
Durgun ve sakin o gün
Ne taşıt sesleri ne klakson nağmeleri
Ne de martı çığlıkları
Suskundu adam,şehir suskundu
Her şey hazır ve nazırdı hoşçakallara
Suskundu adam fırtına öncesi kilitlenmiş dudaklar
Çilingirini beklemekte çığlıklar
Arabaya bindi kadın,selam sabah kalmamıştı dudaklarda
Kısa bir konuşma sonrası ceketini alıp inmeye niyetlendi kadın
Ve ömür kurutan o cümle yaklaşmıştı dudaklara
Biraz kısık ve çatallaşmış bir sesle ‘’kendine iyi bak ‘’ dedi kadın
İkiside farkındaydı kendilerine değil hiçbir şeye iyi bakamayacaklarının
‘’unut’’ dedi adam…
Kadın anlamsız gözlerle ‘’efendim’’ dedi
‘’unut bişey unut ceketini unut çantanı unut tekrar gelmek için bir şey unut’’
Hıçkırıklar dizilmişti boğaza ıslandı elmacıklar
Dudaklar büzülmüş dişler sıkılmış
Gitti kadın
Geride kanayan düşler,gıcırdayan dişler
Sıkılmış bir yumruk,sancılı bir çocukluk bırakmıştı
Susmuştu adam şehir susmuştu
Ceketini değil ama kadın bu kez yüreğini unutmuştu…