OKTAR BABUNA: “O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır.” (Furkan Suresi, 47)
ADNAN OKTAR: “Geceyi bir elbise,” bir elbise gibi sarıyor. Koyu bir karanlık olarak.
OKTAR BABUNA: “Uykuyu bir dinlenme.”
ADNAN OKTAR: İşte dünya için o bir aczdir, dünya aczidir. Her gün belirli bir saat sonra insanın uykusu geliyor, gidip ölmeye yatıyor, ölüyor, sonra saatler sonra diriliyor. Banyo yapıyor, işte yemeğini yiyor yatıyor yine akşam yeniden uykusu geliyor. Ölme saati geliyor yeniden ölüyor. Sabah yeniden diriliyor. Öle dirile, öle dirile hayatı bu şekilde geçiyor. Sonunda bir kere daha ölüyor. Bir diriliyor başka alemde.
BÜLENT SEZGİN: Hocam “dilediğini tutar dilediğini bırakır” diyor “uykuda.”
ADNAN OKTAR: Evet uykuda da öyle bir kısım ruhları geri iade ediyor, bir kısım ruhları iade etmiyor. Sabah adam “kalk” diyorlar,