Hızır Çakırbeylinin Dinlediği Türkü - Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz\r
Şu gurbet ellerinde\r
Zaman geçer mi acap\r
Bizi perişan etti\r
Gaybana galasıcak\r
\r
Ben denizde bir gemi\r
Dalgalar vurur beni\r
Ben ağaçta bir yaprak\r
Rüzgar savurur beni\r
\r
Yollar uzun bitmeyi\r
Burda zaman geçmeyi\r
Nasil da hatirladun\r
Kapidaki çeşmeyi\r
\r
Ben denizde bir gemi\r
Dalgalar vurur beni\r
Ben ağaçta bir yaprak\r
Rüzgar savurur beni\r
\r
Dert sardi dört yanumi\r
Hasret yakti bağrumi\r
Gurbet bağlalatti\r
Dumanli dağlarini\r
\r
Ben denizde bir gemi\r
Dalgalar vurur beni\r
Ben ağaçta bir yaprak\r
Rüzgar savurur beni\r
\r
Yapımcılığını Raci Şaşmazın üstlendiği Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin ikinci bölümünde Hızır Çakırbeylinin dinlediği türkü ekran başındakileri kendinden geçirdi. \r
\r
Kurtlar Vadisinde canlandırdığı Çakır karakteriyle zihinlerde yer eden Oktay Kaynarca, üstün oyunculuk performasıyla yeni dizisi Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmazda da fırtına gibi esmeye devam ediyor.\r
\r
SON BÖLÜME DAMGA VURAN TÜRKÜ\r
\r
Dizide Hızır Çakırbeyli isimli mafya babasını canlandıran başarılı oyuncu, mimikleri ve konuşma tarzıyla dizinin ilk iki bölümüne damga vurdu. Dizide zaman zaman Karadeniz şivesiyle konuşan Kaynarca, son bölümde dinlediği türküyle ekran başındakileri kendinden geçirdi.\r
\r
DİZİNİN KONUSU\r
\r
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, yeraltı dünyasının ünlü ismi Hızırın davasını ve aşkını anlatıyor. Hızır Çakırbeyli, sevda adamıdır. Sevmekten hiç kaçmaz, sevilmeyi de pek sever. Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin. Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakâr bir babadır. Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızırı yeraltı dünyasında da yüceltir. Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır. Devlet bazı gayrımeşru faaliyetleri kontrol etmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür. Bu Çakıra en büyük olma teklifidir. Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde mafya ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkûmiyettir. Devletin, Hızır Çakırbeyliye koltuğunu vaat ettiğini farkeden büyük patron Ünal Kaplan, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir.