Münafıklar, Müslümanların en yakınlarında bulunabilmek ve onlar hakkında aleyhlerinde kullanabilecekleri daha özel bilgilere ulaşabilmek için, kendilerini olabildiğince samimi, güvenilir ve sadık kimseler olarak tanıtmaya çalışırlar. Kalpleri kin, nefret ve öfke ile dolu olduğu halde, bunu mümkün olduğunca gizler ve dilleriyle tam tersini konuşurlar. Müslümanların sevgiyi önemli bir samimiyet ölçüsü olarak gördüklerini düşünüp, sevgi konusunu en sinsi yöntemlerle, en iyi şekilde kullanmaya çalışırlar. Sevgi gösterilerinin önemli bir güven alameti olarak değerlendirileceğini ve bu gösteriyle tüm samimiyetsizliklerini, ikiyüzlülüklerini, gizli ahlaksızlıklarını ve oyunlarını örtbas edebileceklerini düşünürler.
Peygamberimiz (sav) dönemindeki münafıklar da samimiyetsiz sevgi gösterilerinde bulunma taktiğini uyguluyor ve bunun sonucunda da kayda değer çıkarlar elde edebilmeyi umuyorlardı. Bu amaçla hemen her fırsatta Peygamberimiz (sav)'e övgülerde bulunuyor; herkesten çok iltifat eden, herkesten çok destekleyen kimseler gibi görünerek kendilerince Peygamberimiz (sav)'in gözüne girmeye ve ön plana çıkmaya çalışıyorlardı. Örneğin kendi menfaatleriyle doğrudan çelişen bir durum yoksa, bir olay olduğunda mutlaka Peygamberimiz (sav)'den yana tavır alıyor; O’nun haklılığını, doğruluğunu herkesten daha fazla ve daha dikkat çekecek şekilde vurguluyorlardı. Mümkün olan her imkanda, Peygamberimiz (sav)'e olan derin sevgilerini, asla kopmayacak olan bağlılıklarını ve adeta bir köle gibi, ölümüne sadık olduklarını belirtiyorlardı. O’nun makamını, onurunu, şanını, şerefini korumak için, canlarını ve mallarını, gözlerini dahi kırpmadan rahatlıkla feda edebileceklerini söylüyorlardı. Peygamberimiz (sav)'in güvenliğini, huzurunu ve rahatını sağlayabilmek için her türlü özveriyi göstermeye hazır olduklarını dile getiriyorlardı. Ancak sözleriyle uygulamaları arasında büyük uçurum oluyordu. Eylemleri ve tavırları ihanet içindeydiler.
Münafıklar, Peygamberimizi herkesten daha çok düşünen, daha çok seven ve saygı gösteren, O’nun en yakın dostları olan kişiler olduklarını iddia ediyorlardı. Ve herhangi bir zorluk ortamı olsa, güya herkesin kendi derdine düşüp Peygamberimiz (sav)'i yalnız bırakacağını; sadece kendilerinin O’nun yanında olup, en akılcı ve etkili şekilde O’nu koruyup destekleyebileceklerini öne sürüyorlardı. Ancak bunu söylerken geceleri Peygamberimiz ve Müslümanlar aleyhine planlar kuruyor, müşriklerle