Rusya’da yapılan seçimlerden çıkan sonuç ne anlama geliyor ?
Sorumuza yanıt aramak için Paris’te bulunan Siyaset Teknolojileri Merkezi Analitik Departmanı Başkanı Tatiana Stanova ile görüştük. Kendisine 2011’e oranla oldukça düşük olan katılım oranın nedenlerini sorduk .
“Katılım oranı beklenildiğinden daha düşüktü. Bunun çok sayıda objektif nedenleri bulunuyor. Öncelikle halkın bunalıma girdiğini gözlemliyoruz: Rus halkının yaşam kalitesinde düşüş görüldü, gelirlerdeki belirgin azalma, halkın seçimlere, daha doğrusu siyasi yaşamama olan ilgisinin azalmasına neden oldu.”
Bunun yanı sıra, hükümetin katılım sayısının artmaması yönünde bir stratejisi vardı. Bu konular hakkında tartışabiliriz. Bazı analistler hükümetin kasıtlı olarak katılım oranının düşük kalması için gerekli şartları yerine getirmediğini iddia ediyor. Düşük katılım kısmen bundan kaynaklanıyor. Bu bir gerçek zira seçimlerin Aralık ayından Eylül ayına çekilmesi halkın seçimlere olan ilgisinin azalmasına neden oldu.
Halkı yaz aylarında sandık başına götürmek daha da zordur. Son olarak, tüm siyasi partilerin seçim kampanyaları çok sıradandı ve zamana yayılmamıştı. Asıl dikkat çekense seçim kampanyalarının halkı ilgilendiren konulardan oldukça uzak olmasıydı.Ülkenin stratejik büyüme konusu, ekonomik durum, dış siyaset gibi konular kenara bırakıldı. Bu konular yüzeysel olarak ele alınsalar da seçim kampanyalarına damga vuran agresif bir şekilde ele alınan vatanseverlik konularıydı.
“Parlamentoda yine aynı dört siyasi parti bulunuyor, sadece yapıları itibariyle değiştiler. Komünist partinin güç kaybettiğini ve Jirinovski’nin partisinin ise güçlü bir sıçrama yaptığını gördük. “
“Jirinovski’nin partisinin yüksek sonuçlar elde etmesi dört yıl önce başlayan bir durumla alakalı. Ukrayna’da yaşananlar, 2014 olayları veya Kırım‘ın ilhakıyla alakalı değil. Bu durum iki yıl önce Putin Başkanlık koltuğuna oturmasıyla başladı. Bu süreçten sonra hükümet milletin vatanseverlik duygusuyla oynamaya başladı. Putin’in 2012’de Rus halkının önemli görevleri hakkında yazdığı makaleyi herkes hatırlar.
Ve Tabii ki bu durumda Jirinovski’nin partisi 2 değil tam 4 yıl boyunca halka aşıladığı vatanseverlik söylemleriyle bu seçimlerin favorileri arasında yer aldı. Komünistler içinse bu şartlarda seçmen tabanını koruması daha zordu. Zira sosyal sorunlar hakkındaki problemleri dile getirmek çok riskli hale gelmişti. Hükümet diğer siyasi partilerin dahi bu sorunları dile getirmesini istemiyordu, onlar ise bu oyuna ayak uydurdu.
Bu sebeple seçimlerde oyunun kurallarına sadık kalmak çok zordu. Ancak sistemin gerçek muhalifleri parlamentodaki varlıklarını aynı seviyede korumayı başardılar. Bu stratejinin yeterince işe yaramadığını söyleyebiliriz. Diğer üç siyasi parti parlamentodaki etkisini korumayı başardı. Anayasal çoğunluğa ulaşan iktidardaki partinin herhangi bir koalisyona ihtiyacı bulunmuyor.