Dünya genelinde modern kölelikte 2017’de en fazla artış, göçmen kriziyle bağlantılı olarak rekor bir yükselişle Avrupa Birliği ülkelerinde yaşandı.

Merkezi İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan risk analiz kuruluşu Verisk Maplecroft’un yıllık Küresel Kölelik Endeksi raporuna göre, Avrupa Birliği’nin 20 ülkesi listede en başta yer alıyor.

Kuruluşun insan hakları analistlerine göre, Avrupa’daki bu dikey yükseliş, kontrol altına alınamayan göçmen kriziyle doğrudan bağlantılı.

Modern kölelik, insan emeğinin öz rızası olmadan, kayıt dışı ve sömürüye dayalı bir şekilde istismar edilmesi olarak değerlendiriliyor.

Raporda Romanya ve İtalya başı çekerken onları Yunanistan Bulgaristan ve Kıbrıs takip etti.

Zira bu ülkeler Birlik’in dış sınırlarını oluşturuyor.

Öte yandan Uluslararası Çalışma Örgütü‘ne göre, dünya genelinde aralarında çocukların da bulunduğu 21 milyon kişi, zorunlu işçi sıfatıyla cebri olarak çalıştırılıyor.

Ancak Avustralya merkezli Walk Free isimli kuruluşun 2016 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 46 milyon kişi kölelik koşulları seviyesinde yaşıyor.

Bu arada rapora göre modern kölelikte, en fazla artış inşaat ve tarım sektörlerinde yaşandı.

İnsan ticareti, seks işçiliği ve modern köleliğin yanı sıra 198 ülkede kanun ve kolluk kuvvetlerinin de değerlendirildiği Verisk’in raporunda listenin en başında yine Kuzey Kore bulunuyor.

Onu iç savaşın devam ettiği, dünyada insan hakları ihlalleri bakımından çok kötü karneye sahip Güney Sudan takip ediyor.

Listede Türkiye ‘Yüksek Risk’ kategorisinde değerlendirildi.

Verisk Maplecroft uzmanları, göçmen akınıyla birlikte modern köleliğin önüne geçilmesinin gün geçtikçe zorlaştığını ve yetkililerin bu konudaki mücadelesinin günden güne içinden çıkılamaz bir hal aldığını belirtiyor.

Uluslararası Göç Örgütü‘nün verilerine göre, 2017 yılında 115 binin üzerinde göçmen, yasa dışı yollardan Avrupa’ya giriş yaptı.

AB’ye girişlerde yüzde 82 ile İtalya en üst sırada bulunuyor.

Bu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki dönemlerde modern kölelik olarak tanımlanan durumun, göçmen gelişiyle paralel şekilde artacağı belirtiliyor.