Emre Hoca ile röportaj
-Müdür ile röportaj
-Veliden görüş
-Detaylar
( KIRIKKALE ) KIRIKKALE (IHA) - Öğrencilerin hem öğrenip hem de sosyal yeteneklerini geliştirdiği, öğretmen Emre Delice’nin kendi çabalarıyla oluşturduğu sınıf, ev ortamını aratmıyor. Kırıkkale’nin Etiler Mahallesi’ndeki Hasan Ali Yücel İlkokulu 1-C sınıfı öğrencileri, her gün okula farklı bir heyecan ile geliyor. Çünkü bulundukları sınıf, diğer sınıflardan bir hayli farklı. Sınıfın ortasında bir halı var, sınıfa girerken çocuklar ayakkabılarını çıkarıp kendilerine özel dolaplardan terliklerini alıyor ve tuvalet için öğretmeninden izin istemek gibi bir zorunluluğu yok. Adeta evi andıran bu sınıfı kendi şahsi çabaları ve uzun uğraşlarla oluşturan öğretmen Emre Delice, sınıfın hikayesini şöyle anlattı: “Birkaç makale okumuştum, makalelerde genelde İngiltere ve Finlandiya’da ayakkabısız sınıf diye uygulamalar var. Bu çok hoşuma gitmişti. Türkiye’de de sanırım Manisa’da bir okulda bir öğretmen arkadaş yapmıştı. Ben de yapabilirim aslında güzel bir proje dedim. Sağ olsun idarecilerimize söyledim, onlar da uygun gördüler, maddi ve manevi desteklerini esirgemediler. Herhangi bir şekilde devletten veya velilerden herhangi bir ücret almadan tamamen kendi imkanlarımla yapmaya çalıştım. Bir tane arkadaşımız vardı, o da vesile oldu yapmamda ‘ben sana maddi destek sağlayacağım’ dedi.
Velilerimiz sınıfa ilk geldiklerinde şaşırdılar, ‘niye böyle’ dediler. Onlara, hem bilimsel tarafını hem de sağlık yönünü ve çocukların mutluluklarını anlattım, onların da kafalarına yattı, hoşlarına gitti. Şimdi velilerimiz de memnun. Çocukların her birinin ayrı ayakkabılıkları var, özel dolapları var, yerler laminant, perdelerimiz farklı, rahatça sinema izleyebiliyoruz.” “Alışılmışın dışında projeler” Eğitimin kalitesini yükseltmek için öğretime ek farklı projeler oluşturan Delice, “Sınıfımda benim uyguladığım üç tane proje var, bir tanesi kelime havuzu projesi daha önce ben bunu soru havuzu projesi olarak kullanıyordum. Çocuklar kelime gruplarından tombala çeker gibi havuzdan kelime çekiyorlar, kelimeyi okuyup kelimeyi cümle içinde kullanıyorlar. Üç tane kelimeyi de birbirleriyle bağlayarak tek cümlede kullanmasıyla üst düzey öğrenme becerilerini geliştirmeyi hedefliyorum. Diğer projem ölçek değerlendirme, öğrencilerin yaptığı çalışmaları güzel yazı, iyi öğrenci, geri dönüşüme katkı sağlamak için pil topladıkça 50 tane pile bir tane farklı bir ödül, zeka küpü matematik becerilerini ölçmeye yönelik, kitap okumaya yönelik kitap kurdu bu şekilde etkinliklerim var. Veliler geldiği zaman artık çocuğun durumu nasıl diye sormuyor. Direk ölçek tablosuna geçiyorlar, oradan bakarak benim çocuğum bugün şımarmış ağlayan yüz almış veya benim çocuk matematikte güzel bir şey yapmış zeka küpü almış, şeklinde cümleler kuruyorlar. Başarıyı somutlaştırmış oluyoruz, bu sayede.” “Veli okuyarak çocuğuna örnek oluyor” “Son olarak da ailemle okuyorum diye bir proje başlattık, velilerimize yönelik evimdeki kütüphaneden romanlar getirdim. Veliler buradan istediği romanı seçiyorlar, evde okuyorlar. Öğrencilerde annelerini görünce daha mutlu oluyor. Buraya gelip anlatıyorlar, ‘öğretmenim bugün annemle birlikte okuduk, hikayemi’ veya ‘babamla birlikte karşılıklı okuduk’ diyor. Hem çocuklar motive oluyor bu sayede hem de veliler daha bilinçli hale geliyorlar. Gereksiz diziler izlemek yerine daha sağlıklı kitaplar okuyorlar. Sınıfta tek düze eğitim vermiyoruz. Öğrencilerin her biri farklı yetenekte olduğu için kimi ödevini bitirince oyunlarımıza geçiyor. Zeka oyunlarımız var, onları oynuyorlar, resim yapmak istiyorsalar resim yapıyorlar. Şövalemiz var, orada çalışmak isteyenler orada çalışıyor, beceri oyunlarımız var, onlarla oynayabiliyorlar. Birçok aktivitemiz var, bu da okulu çocuklar için zevkli hale getiriyor. Kış geldiği zaman birçok çocuk bahçeye çıkamazken bizim öğrencilerimiz bahçeye çıkmak istemiyor zaten, sınıfta kalalım öğretmenim oyunlar oynayalım öğretmenim diyorlar, bu beni de mutlu ediyor.” Çocukların evde kendi alanlarından çıkıp okula geldikleri zaman arada bir sıkıntı yaşamadan aynı ortamda, aynı yaşam alanında eğitimlerine devam etsin gibi bir düşünceyle bu projeyi oluşturduklarından bahseden okul müdürü Ömer Tanju Cihan, “Bu anlamda böyle ayakkabısız, ev ortamını andıran bir sınıf ortamı düzenledik. Tabi bunu da velilerimiz aynı zamanda sınıfın kendi öğretmeni olan Emre öğretmenimiz destekledi. Biz de onları destekledik, bu şekilde böyle bir yola çıktık. Aldığımız dönütlerle gelen olumlu dönütlerle projenin başarılı olduğunu şu an için görmekteyiz. Bu proje örnek teşkil edip diğer sınıflara diğer okullara, diğer öğrencilere de faydalı olur inşallah” dedi.
Çocuklarını her gün sınıftan almaya gelen anneler, Vildan, Şerife, Havva ve Rabia ise durumdan çok memnun, kendilerinin dünyaya farklı açılardan bakmayı öğrendiklerini ve çocuklarının becerilerine yönelik eğitim aldıklarını ifade ediyorlar.