Mehmet Özmen – Ankara  FETÖ/PDY ile mücadelede mahkemeler tarafından benzer olaylar karşısında farklı farklı kararlar verildiğini ve devletin merkezi bir yöntemle bu konuda bir stratejisinin olmadığını belirten Prof. Dr. Bilal Sambur, yeniakit.com.tr’ye elebaşı Gülen’in ölümü sonrasında yaşanabilecek olası gelişmelere yönelik dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

“‘Tamamen ortadan kaldırıldı’ demek mümkün değil”

“FETÖ gibi yapılar bir noktada başlayıp bir noktada biten yapılar değildir. Bunlar sürekli sahip oldukları maddi imkânlarla, medya imkânlarıyla, iletişim, teşkilat, ideoloji kült yapılarıyla varlıklarını sürekli üretebilen, zayıf olsa bile var olabilen yapılardır. FETÖ yapısı zayıflatıldı, geriletildi ama şu noktada ‘tamamen ortadan kaldırıldı’ diyebilecek noktada olmadığımızı düşünüyorum.”

“FETÖ ile mücadele hiçbir şekilde sonlandırılmamalı”

Fetullahçı Terör Örgütü’nün zayıflatılsa bile ülkenin geleceği bakımından büyük bir tehdit unsuru olmaya devam edeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Bilal Sambur, şöyle konuştu:

“FETÖ ile mücadelenin ileride ülkemiz geleceği açısından stratejik bir tehdit kategorisinde ele alınıp sonu gelmeyen açık bir mücadele perspektifi ile bu mücadelenin devam etmesi gerektiğini, hiçbir şekilde sonlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum.”

“Rehavete kapılmadan örgütle mücadele edilmesi gerekiyor”

Türkiye’nin bütün kurumlarıyla FETÖ ile mücadele etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Bilal Sambur, “Tabi bu mücadelenin en önemli olan hususu, ucu açık bir mücadele olduğu gibi çok boyutlu, her alanda yürütülen bir mücadele de olmasıdır. Toplumun ve devletin sürekli bu noktada uyanık olması, gaflete düşmemesi ’biz bu işi bitirdik’ rehavetine kapılmaması gerektiği hususu çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

“Devlet toplumun farkındalığını sürekli canlı ve dinamik tutmalı”

Devletin ilgili birimlerinin mücadelesi sürerken, toplumun sürekli farkındalık düzeyi yüksek bir biçimde destek olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Bilal Sambur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devlet toplumun bu farkındalığını sürekli canlı ve dinamik tutmalı diye düşünüyorum. FETÖ elebaşısı Gülen Amerika’da yaşıyor. Yaşı ilerlemiş bir durumda. Zaten şeker hastasıdır. Ağır hastalıkları olan birisidir. Tabi şu anda FETÖ yapısı içerisinde Fetö elebaşından sonra ne yapılacağı konusunda bazı tartışmalar yapılmaktadır.”

FETÖ’nün ölümü sonrasında neler olabilir?

Terör örgütünün hain elebaşısı Gülen’in ölümünden sonra olası gelişmelere ilişkin değerledirmelerde de bulunan Prof. Dr. Bilal Sambur, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ben FETÖ elebaşısının ölümünden sonra o yapının parçalanacağını düşünüyorum. Bu parçalanmanın iki boyutta gerçekleşeceği kanaatindeyim. Birinci parçalanma kült yapısı şeklinde olacak. Yani daha çok Gülen’in etrafındaki o dar çevrenin liderliğinde bu yapının sosyal, siyasal ve maddi imkânlarını kendi kontrolünde tutmak isteyen ’küçük olsun benim olsun’ diyen kapalı bir kült yapısı oluşacaktır. İkinci olarak ise kendini ondan ayrıştırıp daha çok bu yapının uluslararası unsurlarını bir araya getirip ’biz ne kadar uluslararası düzeyde açık olursak uluslararası bir ağa, şebekeye sahip olursak o kadar güçlü oluruz’ diyen ikinci bir yapının daha oluşacağını söyleyebiliriz. Gülen sonrasında FETÖ kadrolarıyla FETÖ tabanının karşı karşıya geleceğini ve ayrışacağını öngörmemiz mümkün diye düşünüyorum.”