Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Maraş’ta bulunan tarihimizin bir parçası ve atalarımızın mirası olan vakıfları ve vakıf mallarına ilişkin hukuki çerçeveyi görmezden gelemeyiz. Maraş, tarihi belgeler ışığında hakkaniyetli bir şekilde malların iadesi sağlanarak kullanıma açılacaktır” dedi.
İhlas Son Dakika YouTube Kanalı Abone Olmak İçin
►
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen “Kıbrıs’ta Son Söz” paneline katıldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Kıbrıslı Türkleri adada fiili bir azınlık olarak göstermeye çalışan Rum zihniyetinin geçmişten bu yana değişmediğinin aşikar olduğunu belirterek, “Tüm uyarılarımıza rağmen, Kıbrıs Rum yönetimi yıllardır Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki eşit haklarını yok sayarak hidrokarbon kaynaklarını tek başına işletmeye çalışması bunun en somut tezahürüdür. Karşımızda 60’lı yıllarda tüm dünyanın gözleri önünde, devlet organlarını gasp etmekte beis görmemiş, ardından da Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne rağmen 11 yıl boyunca Kıbrıs Türklerine her türlü insanlığa aykırı mezalimi layık gören zihniyetin aynısı var. Bildiğiniz gibi 2011 ve 2012’deki çözüm önerilerinin ardından, geçtiğimiz Temmuz ayında gelir paylaşımında iki tarafın iş birliği yapmasına dair Kıbrıs Türk makamlarının yaptığı öneriyi de reddettiler. Bunu izleyen günlerde de sözde uluslararası hukuk temelinde kendi çıkarlarını dayatmaya çalışan bir kağıt parçasını öneri diye Kıbrıs Türk tarafına sundular. Bunun altında yatan sebep çok açıktır. Kıbrıs Türkü’nü eşit olarak görmeyip azınlık olarak sözde devletlerine entegre etmek. Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerine azınlık statüsünü kimse reva göremez. Buna ne biz izin veririz, ne de Kıbrıs Türk halkı bunu kabul eder. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde gerçekleşecek müzakerelerde, Ada’daki mevcut gerçekleri ve Rum tarafının bencil tutumunu göz önünde bulundurarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin menfaatlerini koruyan yeni alternatif çözüm yolları aramakta fayda bulunmaktadır. Kıbrıs’ta yeni bir müzakerenin sonuç vermesi için siyasi eşitliğin tüm unsurlarıyla beraber ‘müzakere daha başlamadan’ kabul edilmesi ve sağlam temeller üzerine inşa edilmesi gerekir. Kıbrıs Rum tarafı dürüstçe ne istediğini ve çözümden ne anladığını baştan açıkça söylemelidir. Siyasi eşitliği tüm unsurlarıyla kabul etmesi durumunda, ilerleme sağlanıp hangi temelde nasıl müzakere edileceği kararlaştırılır. Eğer kabul edilmezse, bu durumda Ada’daki gerçeklerle uyumlu bir anlayışla, ‘siyasi eşitlik yerine egemen eşitlik temelinde’ bir çözüm bulunması konusunda çalışıp; iki ayrı devlet olarak ortaklık kurulmasına gayret edilebiliriz. Başbakan Ersin Tatar bu yaklaşımı kadife ayrılık olarak nitelendiriyor. Yeni bir ortaklığın temelini oluşturacak siyasi eşitliğin unsurları; dönüşümlü başkanlık, Kıbrıslı Türklerin kararlara ve yönetime etkin katılımı ve kararlarda en az bir olumlu KKTC oyu şartının olmasıdır. Müzakere süreçlerinde Türkiye ve KKTC’nin ortak güvenliğine ilişkin önemli bir zemin olan garanti ve ittifak anlaşmalarının muhafaza edilmesi de kırmızı çizgimizdir. Bunun yanı sıra garanti ve ittifak anlaşmalarında tek taraflı müdahalenin kaldırılarak, müdahalenin çağrı mekanizmasına bağlanmasına da izin veremeyiz” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıs Rum tarafının girişimlerine göz yummayacağız”
“Uzlaşmaya yönelik siyasi irademizi her zaman net ve kuvvetli şekilde koruyarak böyle çalışmalar vesilesiyle en uygun çözümü bulacak; Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruyacak yaklaşımlardan yana olmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini sürdüren Oktay, “Kıbrıs, sahip olduğu doğal kaynaklarla artık sorunların ve çözümsüzlüğün değil zenginliğin ve refahın adası olarak anılmalıdır. Rum tarafı çözümsüz geçen her yeni günü kendi lehine kullanarak Ada’nın güneyinde bulunan hidrokarbon yataklarını uluslararası hukuka aykırı bir şekilde büyük şirketlere kiralamaktadır. Güney tarafını illegal yöntemlerle enerji üssü konumuna getirmeye çalışan Rumlar, ne yazık ki AB başta olmak üzere uluslararası aktörlerin de desteğini almaktadır. Bu vesileyle, Ada’nın kıta sahanlığındaki doğal kaynakların tek sahibi olduğunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının girişimlerine göz yummayacağımızı burada bir kez daha vurgulamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
“Maraş, tarihi belgeler ışığında hakkaniyetli bir şekilde malların iadesi sağlanarak kullanıma açılacaktır”
İhlas Son Dakika Sosyal Medya Adresleri
►
►
►
►