Mehmet Özmen yeniakit.com.tr
‘Süresiz nafaka’nın en büyük mağdurları kadınlar ve çocuklar. 27 yıl önce ayrıldığı bir kadına yüklü miktarda nafaka ödenme kararına tepki gösteren anne ve kız evlat yeniakit.com.tr’ye çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Ailevi nedenlerle kimliğinin gizlenmesini isteyen ‘süresiz nafaka’ mağduru A.D. “Süresiz nafakanın en büyük mağdurları biz kadınlar ve çocuklarımız oluyor maalesef. Eşimle takriben 20 yıl önce evlendim ve 3 çocuğum var. Eşim şu an çok zor şartlar altında yurtdışında yaşıyor. Bundan 27 yıl önce boşandığı eski eşi, 2017 yılında eşime ‘nafaka artırım davası’ adı altında bir dava açmış. Açılan bu davanın sonucu olarak ise 27 bin lira borç birikmiş. Benim 3 tane bakmam gereken çocuğum var. Almanya’da çok zor şartlarda yaşayan eşim, 20 yıldır bizi Almanya’ya götüremedi ve bu süre zarfında 3 çocuğuma tek başıma bakmaya çalışıyorum. Eşimin ayrıldığı insan, 2017 yılında haddi ve hakkı olmayarak bize açtığı ‘nafaka davası’nı kazanmış görünüyor. Bana sürekli icra takibi kağıtları geliyor, evime icra geliyor.” şeklinde konuştu.
Eşinin nafaka borcunu ödemesinin mümkün olmadığını ve ailece çok zor şartlarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken A.D. sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bulunduğum ilçedeki Adliye Sarayı’na gittiğimde bana ‘Sen de ayrıl, sen de nafaka al’ dediler. Bu zulüm değil mi sizce? Bu adam kaç parçaya bölünecek, kime bakacak, nasıl bakacak? Niçin bize bu zulüm yapılıyor? Ben kadın değil miyim? Ben de kadınım, 3 tane çocuk annesiyim. Benim de ilk evliliğim bitti, bırakın parasını almayı yüzünü dahi görmek istemiyorum.”
‘Süresiz nafaka’ ile yeni yuvaların kurulmasının oldukça güç olduğunu belirten A.D. “İntikam için bunu yapan bayanlara sesleniyorum; yapmayın, herşey bitmiş, zaten işiniz bitmiş o insanla sizin. Neyin peşindesiniz? Sizi tanımayan bir başka kadının hayatını niçin mahvediyorsunuz?” diye sordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen A.D. şöyle konuştu:
“Lütfen sesimizi duyun. Ben psikolojik bunalım nedir bilmezdim, çok dayanıklıydım ama 3-4 aydır psikolojik tedavi görüyorum, artı beynimin sol tarafındaki talamus bölgesinde kistlenme olmuş. Acaba bu neden oldu? Devlet büyüklerim...Ben intihar edersem, ben ölürsem, benim çocuklarıma siz mi bakacaksınız? Eşimin eski eşine siz mi bakacaksınız? Bu adam kaç parçaya bölünecek?”
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Mor Çatı, Türk Kadınlar Birliği, Kadın Dayanışma Vakfı ve KADEM gibi feminist grupların süresiz nafakayla ilgili dile getirdikleri söylemlere sert tepki gösteren A.D. şunları söyledi:
“Sürekli nafaka konusunda sürekli sözde kadın savunuculuğu yapan bu STK’lar biz kadınların savunuculuğunu neden yapmıyor? Bizler de kadın değil miyiz? Neden kadın evlendiğinde nafaka kesiliyor da erkek evlendiğinde kesilmiyor? Kadının yaşlılığı söz konusuymuş...Hadi ordan...Erkek yaşlanmıyor mu? İkinci evliliği yapan eşler karı koca ya da erkek kadın değil mi, hemcinsimizle mi evleniyoruz kardeşim? Benim de 3 tane bakmam gereken çocuğum var, geçimim çok zor, eşim şu anda işsiz ve 63 yaşında. Benim nasıl geçindiğimi siz biliyor musunuz, bilmiyorsunuz, bilmeden kadın mağdur, ben de mağdurum! Niçin kadın kadın diyorsunuz da bizi kadın olarak görmüyorsunuz? Biz neyiz burada? Karşındaki kadın mağdur ediliyor, erkek nafakaya mahkûm oluyor. Kadın erkek eşitliği neden söz ediyorsunuz, niçin kadını ‘naif bir varlık’ olarak gösteriyorsunuz?”
‘Süresiz nafaka’nın aileleri paramparça ettiğini ve soruna ivedilikle bir çözümün bulunması gerektiğini söyleyen evin genç kızı M.D. ise şunları söyledi:
“Bu sorun sadece benim annemi etkileyen bir durum değil, tüm mağdurların sorununa çözüm bulunmalı. Bizim ve bizim gibi konuyu gündeme getirenlerin çabaları umarım sonuçsuz kalmaz. Annem ‘intihar etmeyi düşünüyorum’ diyor, umarım bu sadece bir düşüncede kalır. Mağdur kadınlarımızın canlarının vebali yok mu? ‘Kadın hakları’ derken eşitlik gözetilmeli, herhangi bir taraf veya yan tutulmamalı.”