Diyarbakır’da 8 yıl önce ölümle sonuçlanan silahlı kavgada eline silah bile almadığı iddia edilen sanık, 27 yıl ceza aldı

beyazgazete 2021-04-16

Views 584

Avukat ve Fatma Boncuk’tan görüntü
-Burcu Özkan röportajı
-Fatma Boncuk röportajı
-detay görüntüler

( DİYARBAKIR -ÖZEL) DİYARBAKIR

- Diyarbakır’da 2013 yılında meydana gelen ve 1 kişinin öldüğü olayda eline silah bile almadığı iddia edilen sanık Muhittin Boncuk’a 27 yıl ceza verildi.
Boncuk’un avukatı Burcu Özkan, görgü tanığı ifadesine rağmen müvekkilinin bu cezayı aldığını belirterek, davayı Anayasa Mahkemesine götüreceklerini söyledi.

Olay, 2013 yılında Sur ilçesi Küçükkadı Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Sevgi ve Boncuk aileleri arasında daha önce kız kaçırma ve taziye evinin yapılması için arsa yeri konusunda tartışma yaşandı. Olay günü Muhittin Boncuk, kızının düğünü olmasına rağmen düğüne gitmeyip tarlasına gitti. Tarla dönüşü evine giden Muhittin Boncuk, Sevgi ailesi ferleri ile tartışma yaşadı. Sözlü tartışmanın büyümesi ve Sevgi ailesi fertleri tarafından silahlı kovalandığı ileri sürülen Muhittin Boncuk'un, Aziz Dinç’in evine sığındığı belirtildi. Muhittin Boncuk’un avukatı Burcu Özkan, müvekkilinin olayda silah kullanmadığını, olayda ölen Eyüp Boncuk’un müvekkilinin kardeşi olduğunu ve görgü tanığı Aziz Dinç’in ifadesinde Muhittin Boncuk’un kendisiyle birlikte evinde saklandığını belirtti.
Avukat Özkan, müvekkilinin bu olayda 27 yıl ceza aldığını ifade ederek, adaletin yerinin bulması için davayı Anayasa Mahkemesine götüreceklerini kaydetti.
''Müvekkilimin elinden swap incelemesi dahi alınmamış'' Muhittin Boncuk ve Mehmet Boncuk’un avukatı Burcu Özkan, dosyadaki delilere bakıldığı zaman bu dosyada en haksız cezayı yiyen kişinin Muhittin Boncuk’un olduğunu ileri sürdü. Özkan, ''Şöyle ki dosyadaki tanık ifadelerinde yaşanan olaya bakıldığı zaman Muhittin Boncuk’un beraat alması gerekirken, kendisi haksız yere diğer sanıklardan daha çok ceza almıştır. Bu da hem kendisini hem de ailesini son derece mağdur etmiştir. Dosyamızın konusu da iki aile arasındaki bir husumet olan cinayet davasıdır. Benim müvekkilimin 2013 yılında kendi kızının düğününün olduğu gün kendisi tarlaya gittiğinde karşı taraf olan Sevgi ailesi, maalesef müvekkilim tarladan gelirken sıkıştırılmış, müvekkilim komşusunun evine saklanmış ve kendisi Sevgi ailesinden olan 3 şahıs tarafından olduğu evde taranmaya maruz bırakmışlardır. Dolayısıyla benim müvekkilim de kendi ailesini çağırmış ve düğünden geldikleri sırada kendisi kan revan içerisinde bulunmuştur. Ölen kişi benim müvekkilimin kendi kardeşidir. Bir insan hiçbir zaman kendi kardeşini kendi düğününde öldürmez. Benim müvekkilimin elinde hiçbir şekilde incelemesi dahi yapılmamış, elinden swap incelemesi dahi alınmamıştır. Kendisinin elinden olayda kullanılan silahlarda ele geçirildiği zaman hiçbirisinde parmak izi dahi bulunmamıştır. Kaldı ki Sevgi ailesi olayda kullanılan silahları köyden kaçırmaya kalkarken, kolluk kuvvetleri tarafından yakalanmış, TCK maddesine göre kendileri hakkında da işlem yapılmıştır. Daha önceki meslektaşlarımızın yapmış olduğu mesleki hatalar yüzünden ben bu dosyaya en son aşamadaki olan Yargıtay aşamasında katıldım. Yargıtay'a da gerekli dilekçemizi yazdık, gerekli evraklarımızı sunduk. Kaldı ki yaralı olan şahıslardan birisinin şu anda durumunun gayet yerinde olduğuna dair resimleri dosyamızda mevcuttur” dedi.
''Çaremizi Anayasa Mahkemesi'nde arayacağız'' Bilirkişi raporunun da dosyalarında mevcut olduğunu aktaran Özkan, “Lakin bunların hiçbir şekilde göz önünde bulundurularak Yargıtay’daki duruşmamızda göz önünde bulundurulmamıştır. Görgü tanıklarının ifadeleri de olayın birebir iki tarafın da akrabası olan, olayın en başından en sonuna kadar olan Aziz Dinç ise kendisi müvekkilimin evinde olduğunu, hiçbir şekilde dışarı dahi çıkmadığını belirtmişti. Bunu aynı zamanda kendi oğlu da beyan etmiştir. Bunlar daha önce sevgi ailesiyle aralarında bir kız kaçırma mevzusu olmuş. Dolayısıyla Sevgi ailesi de benim müvekkilimin düğününü beklemişlerdir. Bizim buradaki üst mercilere seslenişimizin amacı, en son artık Anayasa Mahkemesi'nde çaremizi aramaktır. Çünkü bir dosyada bütün deliller toplandıktan sonra tanık beyanları dikkate alınması gerekmektedir. 27 yıl kadar bir ceza aldı kendisi. Şu anda hala Diyarbakır E Tipi kapalı ceza evinde tutuklu bulunmaktadır'' diye konuştu.
''Jandarmaya da ilk haber veren benim eşimdir'' Muhittin Boncuk’un eşi Fatma Boncuk, eşinin 6 yıldır ceza evinde olduğunu kaydetti.
Boncuk, “27 yıl ceza istenmiş, onaylanmış. Benim eşimin suçu nedir? İçeriden çıkmamış, dosyalarda var. Yaralanan kız diyor ki, ‘Muhittin Boncuk beni vurmamış. Ben onu hiç görmemişim.’ Neden benim eşim hala cezaevinde. Eşim hiç silah sıkmamış, hiç silah kullanmamış, yine bu kadar ceza vermişler. Yetkililerden buna bir çare bulsunlar. Eşimi beraat etsinler. Eşimin bir suçu yok. Tanıklar var, her şey ortada. Jandarmaya da ilk haber veren benim eşimdir. Eşim aradı, biz aradık. Düğün için bizde misafirler vardı, onlar aradı” şeklinde konuştu.

Share This Video


Download

  
Report form
RELATED VIDEOS