Bu makale, asgari ücretin devlet tarafından sunulan bir lütuf değil, halkın ödediği vergilerle oluşan bir hak iadesi olduğunu savunmaktadır. Yazar, devletin kendine ait bir hazinesi olmadığını, kasadaki her kuruşun doğrudan milletin emeğinden ve ödemelerinden geldiğini vurgular. Toplumdaki "devlet veriyor" yanılgısını eleştirerek, vatandaşların kendi paralarını talep etmelerinin bir başkaşırı değil, demokratik bir bilinç ve hak arayışı olduğunu ifade eder. Sosyal devletin görevi sadaka dağıtmak değil, adaleti sağlayarak kul hakkını teslim etmektir. Sonuç olarak yazı, ekonomik talepleri ahlaki ve hukuki bir zemine oturtarak halkı kendi alacağına sahip çıkmaya davet eder.