seni bileklerim uçarıyken sevmiştim
mağrur bir edayla bakıyordun dağlardan
köpükler saçarak dövünen ırmak
dudaklarında pembeleşen kabarcıklarla
taze çayırlara karışırken
ve toprak
serin bir rüzgârı emerken her sabah
arkadaş olmuştum ateşli duygularla
ey hayat seni bileklerim uçarıyken sevmiştim
üzümü mayhoşken koklamak isteyen çocuklar gibi.
(Nihat Behram)* (Hatırlayışlar)